Fotoğraf paylaştıkça değil, yaşandıkça gerçek olan bir düştür.
Sokak fotoğrafçılarının çektiği fotoğraflar insan hayatının günlük yaşamdaki yansımalarını gösterdiği için bana çok samimi geliyor. En sevdiğim, izlemekten keyif aldığım fotoğraf türü diyebilirim. Hal böyle olunca biraz sokak fotoğrafçılığından bahsetmek biraz da yıllar öncesinin öldükten sonra keşfedilen sokak fotoğrafı sanatçısı Vivian Maier'den bahsetmek istedim. Eğer bir fotoğraf severseniz Vivian Maier'in fotoğraflarından ve hikayesinden etkilenmemek mümkün değil. Belki hala keşfetmeyenleriniz vardır.
Sokak fotoğrafçılığında klasik fotoğraf kurallarının birçoğu umursanmaz sadece an ve o anki yaşanan olay tüm çıplaklığıyla ölümsüzleştirilir. Fotoğraf yamukmuş, açısı düzgün değilmiş bacağı tam çıkmamış filan önemsenmez. İnsanların anlık duygularını hareketlerini yansıtabilmek o anı yaşatabilmek önemlidir. Bu fotoğraflarda çok fazla photoshop uygulanmamalı dslr makine de kullanılmamalıdır çünkü bu fotoğraflar hayatı yansıtmalıdır. Öyle bir sürü ekipmanla da yola çıkmaz bir sokak fotoğrafçısı, dikkat çekmemesi ve anı yakalaması çünkü amaç. Aslında bunu yapmak çok kolay gibi görünse de çok da zordur. Aslında hayatımızı yaşarken hiç önemsemediğimiz ayrıntıları yakalayıp ne kadar basit ve bir o kadar da güzel bir hayatın içinde yaşadığımızı gösteriyorlar bize sokak fotoğrafçıları.
Sokak fotoğrafçılığı denince ille de sokakta olması veya içinde insan olması gerekmiyor tabi insan hayatı ve durumu ile ilgili bir şeyler yansıtan belgesel niteliğindeki her şey sokak fotoğrafı olabilir deniliyor. Ülkemizde sokak fotoğrafçılığını layıkıyla yapan isimlerin başında Ara Güler geliyor.
Ancak ben size sokak fotoğrafçılığının ilginç bir örneği olan Vivian Maier'den bahsetmek istiyorum. Ölümünden sonra ünlü olan bir sokak fotoğrafçısı Vivian Maier! Nasıl mı? 2008 yılında Şikago'daki bir müzayede salonu koleksiyonuna 1930 ve 1990 arasında 1000'in üzerinde siyah beyaz negatif filmin (Kodak tri x120) olduğu bir kutuyu da ekler. Fotoğrafçılar ve fotoğrafı seven kişiler dışında kimsenin ilgisini çekmeyecek bir bölüm. O zamanlar fotoğrafa ilgisi yeni başlamış John Maloof katıldığı bu müzayedede içinde basılmamış siyah beyaz 120 film bulunan bu kutuya sahıp olduktan sonra filmleri işleme aldığında çıkan ürünlerin çok özel olduğunu farkeder. Bir kaç ay sonra yine filmlerle uğraşırken çıkan filmlerin arasında fotoğrafçının adının yazılı olduğu zarfı bulur. Müzayede salonuyla irtibata geçtiğinde fotoğrafçı hakkında hasta olduğu ve filmlerin basılmasının onu rahatsız edebileceği bilgisi dışında hiçbirşey elde edemez. Zarfın verildiği -19. yy sonlarında kurulmuş olan- Şikago'daki ‘Central Camera Company‘ adlı fotoğrafçı dükkanına gider. Mağazada çalışanlar zarfın üzerinde adı yazılı fotoğrafçıyı , Vivian'ı hemen hatırlarlar. Rolleiflex ve 35mm makineler kullandığını kendinden emin, ağzı sıkı, gerekli olmadıkça konuşmayan, ne istediğini bilen bir kadın olduğunu da eklerler. Çıkan fotoğraflarla birlikte fotoğrafçıya duyduğu hayranlık Vivian Maier'i bulmasını daha çok teşvik eder. Vivian Maier ismini Google'da arattığındaysa ‘Chicago Tribune'de ölüm ilanıyla karşılaşır. İnternette araştırmasından sadece 3 gün önce Vivian vefat etmiştir. Vivian hakkında daha fazla bilgi edinebileceği kişilere ulaşmak için tekrar tekar dener. İlanın yayınlandığı yere defalarca mesaj bırakır. Geri dönen olmaz. Sonunda Vivian'ın bir zamanlar bakıcılık yaptığı çocuklara ulaşır. Çocukların verdiği bilgilere gore; Vivian Fransa doğumlu olup çocukken Amerika'ya gelmiş önce bir şeker dükkanında çalıştıktan sonra bakıcılık yapmaya başlar. İngilizceyi çalıştığı işlerden ziyade gittiği tiyatro gösterileriyle ögrenmiş, anti-katolik ve güçlü bir feminist. Kimseye göstermediği fotoğraflar çeker, sürekli fotoğraf makinası boynunda dolaşırmış. Fotoğrafın yanı sıra sinema eleştirisi konusunda da yetenekli olup kendini daha çok bu şekilde tanıtan Vivian'in en tipik özelliği taktığı büyük şapkalar, erkek ceketleri ve erkek ayakkabılarıymış.
( Vivian Maier hikayesi : momografik.com)
Vivian Maier 1930-1990 yılları arasında sokaklarda dolaşıp gördüğü bir çok anı fotoğraflamış. O yılların bir özetini geçmiş bizler için adeta. Ancak fotoğraflarını hiç kimse ve hiçbir yer ile paylaşmaması da enteresan ve gizemli. İçine kapanık bir kadınmış kendisi, hikayesi de gerçekten çok ilgi çekici ve derinlikli. Etrafında gördüğü hayatlardan bir parçayı gizlice koparıp alırken, kendi hayatı için ise bir o kadar dışa kapalı ve gizemliymiş. Bazı kaynaklarda kim olduğunu öğrenmek isteyenlere ismini söylemediği ve bazen de ben gizemli kadınım diye cevap verdiği söyleniyor. Bu kadını araştırmak ve bu bakmaya doyum olmayan fotoğraflarını izlemek gerçekten keyif verici. Fotoğrafların fazlasını merak edenler internetten kolayca ulaşabilirler. Şimdiden iyi seyirler :) Şöyle bir sözle bitireceğim; ‘Fotoğraflar iki kişiliktir, çeken ve izleyen.'
Siz de sokak fotoğrafçılığına merak sardıysanız ve başlamak için ekipmanınız yoksa Kiralık Fotoğraf Makinesi'nden dilediğiniz makineyi kiralayabilirsiniz.